Kitap Yorumu: Başka Dilde Aşk | Mia Sheridan

Kitap Adı: Başka Dilde Aşk 

Özgün Adı: Archer's Voice 

Yazar: Mia Sheridan 

Tür: Romantik, Yeni Yetişkin

Çevirmen: Hanife Albayrak 

Yayıncı: Yabancı

Sayfa: 392

New York Times, USA Today ve Wall Street Journal Çoksatan Romanı Başka Dilde Aşk, korkunç bir gecenin hatıralarına zincirlenmiş bir kadının ve sevgisiyle o zincirleri kırabilecek adamın hikâyesi. Geçmişin acı yüklü izlerini taşıyan sessiz bir adamın ve sesini bulmasına yardım edebilecek kadının hikâyesi. Acının, kaderin ve aşkın iyileştirici gücünün hikâyesi…

Alışık olduğumuz bilgilendirici arka kapak yazısı yerine kısa ama öz bir yazı karşılıyor bizi Başka Dilde Aşk'ta. Bu yüzdendir sanırım daha bir merakla okudum kitabı.

Geçmişin travmatik izlerinden kurtulamayan, vicdan azabı çeken, ruhları yaralı iki karakterin birbirlerini iyileştirme süreçlerini görüyoruz bu hikayede.

Bree Prescott, kanser nedeniyle annesini kaybetmiş ve duyma engelli olan babasıyla kendi lokantalarını işleten sıradan bir kız. Bir akşam uyuşturucu bağımlısı bir adam tarafından babası öldürülüyor, kendisi ise kıl payı kurtuluyor. En yakın arkadaşlarından birinin de bu sıralarda kendisine aşık olduğunu söylemesi işleri daha da karmaşık bir hale getiriyor ve her şeyi arkasında bırakıp, küçük bir kasaba olan Pelion'a yola çıkıyor. Öngöremediği şey ise, kasabada kendisi gibi bir yaralı ruhun daha olması.

Archer Hale, küçükken başına gelen bir kaza nedeniyle konuşma yetisini kaybetmiş, kendini herkesten soyutlamış, kendi küçük dünyasında yaşayan bir adam. Anne babasını küçük yaşta, daha sonra ise kendisini yetiştiren amcasını kanserden kaybediyor. Hayattaki tek akrabası yengesi ve kuzeni Travis. Her ne kadar dilim akraba demeye varmıyorsa da...

Karşılaştıkları ilk an Archer'a karşı çekim hisseden, ama kendisinden tek kelime duyamayan Bree bu gizemli adamı etrafta soruşturuyor ve konuşamadığını öğreniyor. Archer'ı bir türlü aklından çıkaramaması ve merak etmesi, kendisini onun evinde bulmasına yol açıyor. Fakat Archer kapalı bir kutu gibi ve iletişim kurulması zor bir insan. Archer'ın tavırlarına rağmen Bree'nin yılmaması zaman içinde Archer'ın ona bir zeytin dalı uzatmasına sebep oluyor ve arkadaşlıkları da başlamış oluyor. Babası sağır olduğu için Bree'nin işaret dili bilmesi ise Archer ile zaman geçirmesine, iletişim kurmasına yardımcı oluyor. Sürekli birlikte takılmaya başlıyorlar ve kaçınılmaz yakınlaşmalarını hızlandırmış oluyorlar. Zaman içinde birbirlerine kurdukları güven sayesinde, peşlerini bırakmayan geçmişlerinden de bahsetmeye başlıyorlar ve birbirlerinin üzerindeki iyileşme etkilerinin farkına varıyorlar. Ama yıllarca kendisini kapatmış biri olarak Archer'ın süreci çok daha zor ve sancılı geçiyor. Bunların haricinde ikilinin hayatında kötü adamların da yer alması, yanlış insanlara güvenmeleri tuz biber oluyor her şeye.

''Kim olduğunu bilmiyorlar, Archer. Hiçbir fikirleri yok ve seni tanımayı hak etmiyorlar. Yargılamalarının seni üzmesine izin verme.''

Konuyu daha fazla uzatmadan söylemeliyim ki,  bir şeyler eksik gibi geldi bana kitapta. Bazı olayların üstünde fazla durulmuş, ama asıl incelenmesi gereken yerler daha üstünkörü geçilmişti sanki. New Adult bir kitaptı evet fakat, Bree ve Archer'ın bir noktadan sonraki yakınlıkları fazla geldi gibi. Bu tür sahnelere yerine son kısımlar belki daha da uzatılabilirdi. En azından çok daha memnun olurdum öyle olsa okurken. Özellikle epilog kısmı beni benden aldı... Bunun dışında gerek karakterleri gerek olay örgüsüyle kendine çeken ve bir oturuşta bitirdiğim bir kitap oldu. Tersyüz'deki Ambrose karakterinden sonra hem fiziksel hem ruhsal olarak yaralı bir karakter okumak, diğer ruhları yaralı ama fiziksel olarak mükemmel karakterlerden sonra güzel bir değişiklikti. -Yazar burada Archer'ın mükemmel 8'li karın kaslarını görmezden geliyor-

Tüm engellere, deneyimsizliklere, güvensizliklere rağmen aşkın gücünün gayet güzel yansıtıldığı, içinizi ısıtacak bir hikaye arıyorsanız, Başka Dilde Aşk'ı kaçırmayın derim. Gelecek yorumlarda görüşmek üzere!^^

4/5