Özgün Adı: Twisted
Yazar: Emma Chase
Seri: Tangled(#2)
Tür: Günümüz, Romantik Komedi
Çevirmen: Deniz Beril Bacaklılar
Yayıncı: Ephesus
Sayfa: 382
New York Times çok satan yazarı Emma Chase'in Karmakarışık adlı kitabının devamı olan Darmadağınık'ta, Kate'le Drew'un başına beklenmedik olaylar geliyor ve ikili ilişkileri için yeniden pazarlığa oturma ihtiyacı hissediyor.
İnsanlar ikiye ayrılır: Yaşananlara temkinli yaklaşanlar ve gözünü daldan budaktan sakınmayanlar… Ben hep sakin kalmaktan yana olmuşumdur. Tedbirli, planlar yapan biriyim. Ne var ki, Drew Evans'la tanıştığımda her şey değişti. Drew çok inatçıydı. Kendisine ve tabii bana çok güveniyordu.
Ama bütün aşk hikâyeleri sonsuza dek mutlu devam etmez. Drew ile atlarımızı batan güneşe doğru süreceğimizi mi düşünmüştünüz? O zaman aramıza hoş geldiniz! Şimdi hayatımın en önemli seçimini yapmak zorundayım. Drew ise kendi seçimini çoktan yaptı. Hatta bu kararı ikimiz adına da vermeye çalıştı. Ama bildiğiniz gibi, ben öyle biri değilim. O yüzden tek başıma Greenville, Ohio'ya döndüm. Gerçi aslına bakarsanız tam olarak yalnız sayılmam…
Şunu öğrendim ki eski alışkanlıklar kolay kolay yok olmuyor. Ve bazen yolunuza devam edebilmek için, başladığınız yere dönmek zorunda kalıyorsunuz.
İnsanlar ikiye ayrılır: Yaşananlara temkinli yaklaşanlar ve gözünü daldan budaktan sakınmayanlar… Ben hep sakin kalmaktan yana olmuşumdur. Tedbirli, planlar yapan biriyim. Ne var ki, Drew Evans'la tanıştığımda her şey değişti. Drew çok inatçıydı. Kendisine ve tabii bana çok güveniyordu.
Ama bütün aşk hikâyeleri sonsuza dek mutlu devam etmez. Drew ile atlarımızı batan güneşe doğru süreceğimizi mi düşünmüştünüz? O zaman aramıza hoş geldiniz! Şimdi hayatımın en önemli seçimini yapmak zorundayım. Drew ise kendi seçimini çoktan yaptı. Hatta bu kararı ikimiz adına da vermeye çalıştı. Ama bildiğiniz gibi, ben öyle biri değilim. O yüzden tek başıma Greenville, Ohio'ya döndüm. Gerçi aslına bakarsanız tam olarak yalnız sayılmam…
Şunu öğrendim ki eski alışkanlıklar kolay kolay yok olmuyor. Ve bazen yolunuza devam edebilmek için, başladığınız yere dönmek zorunda kalıyorsunuz.
Drew ve Kate'in ilk kitabı Karmakarışık'ı daha önce yorumlamış ve epey çelişkili duygular yaşadığımı belirtmiştim. Her şeyi ilk olarak Drew'in bakış açısından okuduğumdan olsa gerek biraz, nasıl
desem...bilmiyorum işte
burayı ciddi anlamda doldurabilecek bir kelime bulamıyorum fakat sanırım bana
fazla gelen Drew'in dürüstlüğüydü. Dürüstlükten kastım şu ki, direk olarak bir erkek beyni nasıl çalışır sorusuna cevapları fazla açıktı. Yani, ne
bileyim, mesela ilişkilerinden
erkek arkadaşlarına
en ince ayrıntısına kadar bahsetmesi, Kate'den hoşlanmasına rağmen başka kadınlarla birlikte olması ve aklının nasıl
çalıştığını, erkeklerin akıllarının nasıl çalıştığını açıkça, sözünü sakınmadan bizlere
anlatması... Biraz daha üstü kapalı bir anlatım olsaydı bu kadar takmayacaktım
belki.
Neyse tekrar buralara dönmeyeceğim çünkü deştikçe daha çok çelişeceğim kendimle. Bu nedenle direk serinin ikinci
kitabı olan Darmadağınık
yorumuna geçiyorum. İlk
kitabın aksine Darmadağınık'ı
Kate'in bakış
açısından yani aşina
olduğumuz,
kadın karakter bakış
açısından okuyoruz. Gerçi Kate'i tanımaya başladıkça anladım ki aslında Drew'le birbirlerine
gerçekten benziyorlar. İlk
kitapta Drew'in anlatımına alıştığım için başlarda Kate'e tam ısınamadım ama dediğim gibi birbirlerine olan benzerlikleri bu
farkı ortadan kaldırdı hemen. Öyle ki bir süre sonra artık olayın kimin bakış açısından olduğuna takmamaya sadece kurguya odaklanmaya başladım.
Karmakarışık'ta çiftimizi mutlu mesut bir şekilde bırakmıştık. Fakat Darmadağınık'ta onları bulduğumuz durum pek de öyle değil. Drew ve Kate atlarını batan güneşe doğru sürüp, ömürlerinin sonuna kadar mutlu yaşadı demeyi her ne kadar istesem de, eh her
zaman olaylar umduğumuz
gibi gelişmiyor.
Çiftimizi bıraktığımız
yerden değil
de iki yıl sonrasından ve tam da kitabın adına yakışır şekilde yani darmadağınık bir şekilde buluyoruz.
Tıpkı ilk kitapta olduğu gibi bu kitapta da belirli bir zaman düzenine
göre öğrenemiyoruz
çiftimizin başına
gelenleri. Olaylar yaşanmış, Kate şuan olduğu yerde ve birden bir ay öncesine, olayların
ilk yaşandığı zamana ışınlıyor adeta bizi. İki yıl boyunca muhteşem giden ilişkilerinin yanlış anlamalarla bir ayda nasıl bir kabusa döndüğünü adım adım öğreniyoruz onun anlatımı ile.
Kate, Drew ile ilişkisinin mükemmeliyetini adeta gözümüze sokuyor
ilk birkaç sayfada. O kadar mükemmel, o kadar uyumlular ki imrenmeden edemiyor
insan.
-Gerçi yeter artık bu kadar yakın temas demedim değil.- Ama Kate'in bunu anlatmasının nedeni biz
okuyucuları kıskandırmak falan değil tabii. O sadece işler böylesi iyi giderken kısa bir sürede nasıl
tepetaklak olduklarını daha iyi anlayabilmemiz için bu tür bir anlatım
seçiyor.
Arka kapağı okuduktan
sonra aklımda az çok konunun ne ile ilgili olduğu oluşmuştu ve ilk birkaç bölümde zaten
olayı direk anlıyoruz. Çok da spoiler olduğunu düşünmediğimden direk
açıklayacağım zaten. Şöyle ki, bu mutlu ilişki sonunda meyvesini veriyor ve Kate
hamile kalıyor. Fakat hamile olduğunu kesinleştirmeden önce Drew'e söylemek
istemiyor ve ilişkileri boyunca ilk yalanını söylüyor. Kliniğe gideceğini
söylemek yerine ilk kitaptan da hatırlayacağınız Dee-Dee ile buluşacağını
söylüyor Drew'e. Hesaba katmadığı tek şey ise Drew'in onu kliniğe kadar takip
edeceği ve eski bir arkadaşına sarılırken göreceği. Drew Kate'in yalan
söylemesi üzerine daha sonra sokakta onu bir erkekle sarılırken görünce haliyle
her şeyi yanlış anlıyor ve yine o eski Drew olup aptalca bir oyun düzenliyor.
Kate mutlu haberi almış eve, Drew'e döndüğünde ise karşılaştığı manzara ile
adeta dumur oluyor. Kendi salonlarında Drew bir striptizci ile takılıyor.
Bu noktadan sonra ikili birbirlerini öylesi yanlış anlıyorlar
ki, olayın nasıl arapsaçına döndüğüne şaşırıp kalıyor insan. Drew Kate'in onu
aldattığını düşünüyor ve Kate'e onu takip ettiğini, yalanını ortaya çıkardığını
söylüyor. Kate ise Drew'in hamileliğini öğrendiğini ve çocuğu istemediği için
bu şekilde davrandığını düşünüyor. Aslında aralarındaki tek sorun
iletişimsizlik ve öylesi saçma bir durum ki cidden sinirden gülesi geliyor
insanın. Kate hamileyim dese, Drew ona sarıldığı adamı sorsa hiçbir sorun
çıkmayacak fakat ikisi de öyle inatçı ve burunlarının dikine gitmeyi seven
insanlar ki... Bu aptalca yanlış anlaşılma onlara bol hüzne, gözyaşına mâl
oluyor.
Tabii daha sonra artık atlarını gerçekten batan güneşe sürüp,
mutlu sona ulaşabiliyorlar mı? Eh orasını da okumayan bilemez artık :D
Ve de bir itiraf ekleyip bitiriyorum artık yorumu. O kadar
şikayet etmeme ve çelişkide kalmama rağmen cidden Drew'e acayip alışmışım.
Kitabın sonunu Kate Drew'e devrediyor ve Drew bakış açısından okuyoruz son bölümü. Bu kadar sevineceğimi tahmin etmezdim açıkçası. Kate'in
anlatımı kötü olduğundan değil tabii ama adamı özlemişim gerçekten. Birkaç
bölüm daha olsa okurdum dediğimi hatırlıyorum kitabı kapattıktan sonra. Kendisine her ne kadar kızmış ve sövmüş olsam da Drew'de şeytan tüyü olduğunu da kesin olarak anladım artık. Her ne yaparsa yapsın yine de vazgeçemiyor insan.
4/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder