Kitap Adı: Karmakarışık
Özgün Adı: Tangled
Yazar: Emma Chase
Seri: Tangled(#1)
Tür: Günümüz, Romantik Komedi
Çevirmen: Deniz Beril Bacaklılar
Yayıncı: Ephesus
Sayfa: 433
Zengin, yakışıklı ve kendini beğenmiş Drew Evans ile güzel, zeki ve hırslı Katherine Brooks buluştuğunda işlerin karmakarışık hale gelmesi şaşılacak bir şey değildir.
Drew Evans'ın işi, milyon dolarlık anlaşmalar yapmak ve New York'un en güzel kadınlarını tek bir gülümsemeyle baştan çıkartmaktır. Peki, öyleyse neden yedi gündür evden dışarı çıkmıyor? Neden mahvolmuş, sefil bir halde ve depresyonda? Ona sorduğunuzda size sebebinin grip olduğunu söyleyecektir fakat hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Katherine Brooks, Drew'un babasının yatırım bankacılığı firmasında işe başladığı anda gösterişli playboyun hayatındaki her alanın bir karmaşaya sürüklenmesine sebep olmuştur. Profesyonel alandaki yarışları Drew'un cesaretini kırıyor, Katherine'e karşı hissettiği çekim dikkatini dağıtıyor ve onu yatağa atma girişimlerindeki başarısızlığı ise tamamen sinirlerini bozuyordur.
Nasıl oluyordu da kadının biri çıkıyor ve ağzı iyi laf yapan çapkın bir adamı mahvolmuş, umutsuz biri haline getirebiliyordu? Hayatta asla sahip olmak istemediği tek şeyi gerçekleştirerek.
Drew Evans'ın işi, milyon dolarlık anlaşmalar yapmak ve New York'un en güzel kadınlarını tek bir gülümsemeyle baştan çıkartmaktır. Peki, öyleyse neden yedi gündür evden dışarı çıkmıyor? Neden mahvolmuş, sefil bir halde ve depresyonda? Ona sorduğunuzda size sebebinin grip olduğunu söyleyecektir fakat hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Katherine Brooks, Drew'un babasının yatırım bankacılığı firmasında işe başladığı anda gösterişli playboyun hayatındaki her alanın bir karmaşaya sürüklenmesine sebep olmuştur. Profesyonel alandaki yarışları Drew'un cesaretini kırıyor, Katherine'e karşı hissettiği çekim dikkatini dağıtıyor ve onu yatağa atma girişimlerindeki başarısızlığı ise tamamen sinirlerini bozuyordur.
Nasıl oluyordu da kadının biri çıkıyor ve ağzı iyi laf yapan çapkın bir adamı mahvolmuş, umutsuz biri haline getirebiliyordu? Hayatta asla sahip olmak istemediği tek şeyi gerçekleştirerek.
Aklınızdan bir adam tutun şimdi... Şöyle boylu poslu, karizmatik, bir gülüşüyle aklınızı başınızdan alan ve anında ağına yakalanabileceğiniz biri. Tuttunuz mu? Çok güzel. Artık bırakabilirsiniz. Zira bu tür adamlardan hiçbir halt olmaz. En azından bu kitabı okurken başlardaki düşüncem bu yöndeydi.
Artık alıştığımız, bize klasik gelen erkek karakterlerden biri bence Drew. Zengin, yakışıklı, kolay bağlanmayan, her gece başka tatlar arayan ama aşık oldu mu peşini bırakmayıp, sonuna kadar giden... Okuduğumuz diğer karakterlere nazaran Drew'ün şöyle bir farkı var ki, o da olayları onun bakış açısından görüyor oluşumuz.
-Konuya pek girmeyi düşünmüyorum. Arka kapak bize gereken özeti geçmiş diye düşünüyorum ve direk kendi düşüncelerime girmek istiyorum bu nedenle.-
Karmakarışık'ı bitirdikten sonra aklıma ilk gelen karakterler Travis Maddox ve Ethan Blackstone oldu. Neden diye sorarsanız, bayan karakterlerden sonra bu iki karakterin ağzından da okumuştuk biz kitapları. Fakat Travis ve Ethan kadar çekmedi beni Drew. Aslında sevebileceğim türde bir karakterdi kendisi ama nedendir bilmem yıldızımız tam barıştı derken araya bir şeyler girdi.
Bu 'bir şeylerden' kastım, sanırım Drew'ün düşünceleriydi. Esas kız Kate ile karşılaşmalarının ve ondan fazlaca etkilenmesinin hemen ardından, ikiz kızıllarla geceyi geçirmesi benim için ilk eksisiydi. Tamam dedim, sorun yok sonuçta kızı bir daha ne zaman görecek, nasıl karşısına çıkacak, tanımıyor bile. Ama daha sonra ikilinin aynı ortamda çalışmaya başlamaları ve birbirleri ile bazen düşmanlık içerse de arkadaşlık bağı kurmaları, her ne kadar Drew kendini tutmaya çalışıyor olsa da gün geçtikçe Kate'den daha çok hoşlanıyor olduğu gerçeği bariz bir şekilde ortadayken, sırf Kate'in nişanlısı ortaya çıktı diye Drew'ün kendini başka bir kadının kollarına atması da bir diğer eksiydi. Şu da var ki centilmen bir erkek hoşlandığı kızın nişanlısı olduğunu öğrendiğinde geri basmalıdır, kızın üstüne daha da çok gitmemelidir.
Gerçi Drew'ün o kadar centilmen çıkmaması bir yandan iyi bir şeydi. O yüzden o konuya pek taktım diyemem. Zira Drew bu kadar ısrarcı olmasaydı, Kate ile bir gelecek sadece hayal olabilirdi onun için. Kate'in Drew sayesinde nişanlısını eskisi kadar sevmediğini anlaması da iyi yanlarından biriydi bu centilmenlik dışı davranışın :D
Eh gördüğünüz gibi pek bir çelişkili düşüncelere sahibim kitap hakkında. Başlarda tanıdığım Drew'e ısınamadım bir türlü. Daldan dala atlayan, her çiçekten bal alan bir karakterdi. Ama kitabın finaline yaklaştıkça karakteri tam olarak oturdu. Şöyle ki, önceleri Kate'den hoşlanan ve kızı kapmak için birçok şey yapabilecek bir Drew görüyoruz. Sonraları ikili iyi bir işi kapmak için birbirleriyle yarışıyorlar ve birbirlerine karşı her türlü pisliği yapıp, şirret rakiplere dönüşüyorlar. Daha sonra ise bu nefret ortadan kalkıp yerine arkadaşlık, dostluk ve belki de daha samimi bir şey konuluyor ama Drew kendi korkaklığından dolayı her şeyi berbat ediyor. Ve son olarak bazen çocukça da olsa Kate'i tekrar geri kazanmak için bu kadar uğraşması, aşık olduğunun farkına varabilmesi ve vazgeçmemesi Drew hakkındaki olumsuz düşüncelerimi biraz da olsa toparladı.
Bilemiyorum belki de bu kadar deşilecek bir yanı yoktu kitabın ama dediğim gibi erkek bir karakterin bakış açısından olayları böylesi buzlu su etkisiyle okumak değişik bir psikolojiye soktu beni.
Gerçekten çıktığından beri merak ettiğim, almak istediğim fakat hep bir aksilik çıkıp sonraya kalan bir kitaptı ama şuan böylesi karışık düşüncelere sahip olduğum için çok da pişman olduğumu söyleyemem. Yine de çıkarsa ikinci kitabı mutlaka okuyacağımı belirtmem gerek.
Artık alıştığımız, bize klasik gelen erkek karakterlerden biri bence Drew. Zengin, yakışıklı, kolay bağlanmayan, her gece başka tatlar arayan ama aşık oldu mu peşini bırakmayıp, sonuna kadar giden... Okuduğumuz diğer karakterlere nazaran Drew'ün şöyle bir farkı var ki, o da olayları onun bakış açısından görüyor oluşumuz.
-Konuya pek girmeyi düşünmüyorum. Arka kapak bize gereken özeti geçmiş diye düşünüyorum ve direk kendi düşüncelerime girmek istiyorum bu nedenle.-
Karmakarışık'ı bitirdikten sonra aklıma ilk gelen karakterler Travis Maddox ve Ethan Blackstone oldu. Neden diye sorarsanız, bayan karakterlerden sonra bu iki karakterin ağzından da okumuştuk biz kitapları. Fakat Travis ve Ethan kadar çekmedi beni Drew. Aslında sevebileceğim türde bir karakterdi kendisi ama nedendir bilmem yıldızımız tam barıştı derken araya bir şeyler girdi.
Bu 'bir şeylerden' kastım, sanırım Drew'ün düşünceleriydi. Esas kız Kate ile karşılaşmalarının ve ondan fazlaca etkilenmesinin hemen ardından, ikiz kızıllarla geceyi geçirmesi benim için ilk eksisiydi. Tamam dedim, sorun yok sonuçta kızı bir daha ne zaman görecek, nasıl karşısına çıkacak, tanımıyor bile. Ama daha sonra ikilinin aynı ortamda çalışmaya başlamaları ve birbirleri ile bazen düşmanlık içerse de arkadaşlık bağı kurmaları, her ne kadar Drew kendini tutmaya çalışıyor olsa da gün geçtikçe Kate'den daha çok hoşlanıyor olduğu gerçeği bariz bir şekilde ortadayken, sırf Kate'in nişanlısı ortaya çıktı diye Drew'ün kendini başka bir kadının kollarına atması da bir diğer eksiydi. Şu da var ki centilmen bir erkek hoşlandığı kızın nişanlısı olduğunu öğrendiğinde geri basmalıdır, kızın üstüne daha da çok gitmemelidir.
Gerçi Drew'ün o kadar centilmen çıkmaması bir yandan iyi bir şeydi. O yüzden o konuya pek taktım diyemem. Zira Drew bu kadar ısrarcı olmasaydı, Kate ile bir gelecek sadece hayal olabilirdi onun için. Kate'in Drew sayesinde nişanlısını eskisi kadar sevmediğini anlaması da iyi yanlarından biriydi bu centilmenlik dışı davranışın :D
Eh gördüğünüz gibi pek bir çelişkili düşüncelere sahibim kitap hakkında. Başlarda tanıdığım Drew'e ısınamadım bir türlü. Daldan dala atlayan, her çiçekten bal alan bir karakterdi. Ama kitabın finaline yaklaştıkça karakteri tam olarak oturdu. Şöyle ki, önceleri Kate'den hoşlanan ve kızı kapmak için birçok şey yapabilecek bir Drew görüyoruz. Sonraları ikili iyi bir işi kapmak için birbirleriyle yarışıyorlar ve birbirlerine karşı her türlü pisliği yapıp, şirret rakiplere dönüşüyorlar. Daha sonra ise bu nefret ortadan kalkıp yerine arkadaşlık, dostluk ve belki de daha samimi bir şey konuluyor ama Drew kendi korkaklığından dolayı her şeyi berbat ediyor. Ve son olarak bazen çocukça da olsa Kate'i tekrar geri kazanmak için bu kadar uğraşması, aşık olduğunun farkına varabilmesi ve vazgeçmemesi Drew hakkındaki olumsuz düşüncelerimi biraz da olsa toparladı.
Bilemiyorum belki de bu kadar deşilecek bir yanı yoktu kitabın ama dediğim gibi erkek bir karakterin bakış açısından olayları böylesi buzlu su etkisiyle okumak değişik bir psikolojiye soktu beni.
Gerçekten çıktığından beri merak ettiğim, almak istediğim fakat hep bir aksilik çıkıp sonraya kalan bir kitaptı ama şuan böylesi karışık düşüncelere sahip olduğum için çok da pişman olduğumu söyleyemem. Yine de çıkarsa ikinci kitabı mutlaka okuyacağımı belirtmem gerek.
3.5/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder