Yazar: Fatih Murat Arsal
Seri: Tutku #2
Tür: Romantizm
Yayıncı: Ephesus
Sayfa: 575
Yeşil gözlü gizemli adam, o yaşına kadar pek çok güzel kadın görmüştü. Ama Pınar kadar güzelini, mücadelecisini, vahşisini görmemişti. Ve onu istediğine karar vermesi birkaç saniyesini almamıştı. Pınar ise bu uzun boylu ve tehlikeli kokan adam kadar cüretlisini hiç görmemişti. Ondan ilk andan beri hiç hoşlanmamıştı. Hoşlanması da gerekmiyordu. Ne yazık ki modern zorba onu istiyordu ve elde etmeye kararlıydı. Güpegündüz kaçırılacağına ise asla inanamazdı.
Ailesini zor durumdan kurtarması karşılığında adam ona el koymuştu. Bu çekici adama karşı seçenekleri sınırlıydı. Ya evlenecek ya da bir süreliğine onun sevgilisi olacaktı.
Çok basit! diye mırıldandı Doğan Kurtulmanıza karşılık istediğim tek şey güzel Kardeşin Deniz güldü. Acı ama samimi bir gülüştü. Benden nefret edecek!
Ve senden de! O asla affetmez! En ufak bir fırsatta hayatımızı cehenneme çevirmeye çalışacak... İntikam alma hırsı asla sönmeyecek!
Senden hep nefret edeceğim diye fısıldadı Pınar. Çaresizlikten gözleri iyice sulanmıştı ama ağlamayacaktı. Ona bu lüksü vermeyecekti. Her gün bunu yüzüne karşı söylemekten mutlu olacağım... Anlıyor musun? Senden tüm kalbimle nefret edeceğim!
Uzun zamandır okunmayı bekleyen, çok sevgili Doğan Dorukan bey de sonunda okundu ve bitti. Doğan'ı diğer kitaplarda da sevmiştim ancak hikayesini tam olarak okuduktan sonra sevgim birkaç kat daha arttı. Normalde renkli gözlü erkek sevmem ama Doğan için bir istisna yapabilirim sanırım... :P
Kitabımız, şu anda Tutku serisinin ikinci kitabı olarak geçiyor. Fakat ben büyük bir hata yaparak önce Akın'ı, (Beni Bırakma) sonra Tamer'i (Nefretten Sonra) ardından da Tahir'i (Yalnız Gözlerin İçin) okuyup, Doğan'a başladım. Pişman oldum tabi ki ama iş işten geçmişti. Serimizin doğru sıralaması ise şu şekilde;
Tutku Serisi:
- Nefretten Sonra (Natalia & Tamer)
- Seni Sevmek İstemedim (Pınar & Doğan)
- Yalnız Gözlerin İçin (Güney & Tahir)
- Beni Bırakma (Gamze & Akın)
Kitabın başında Doğan'a o kadar sinir oldum ki... Yaptığı hayvanlık hiçbir şekilde ele avuca sığmayacak bir şeydi. FMA erkeklerinin birazcık(!) öküz olduğunu biliyorduk ama bu bir tık daha fazla öküzdü. Zamanla kendini; kişiliği, güzel sözleri ve sabrı sayesinde sevdirmiş olsa bile, o olayı da unutmadık.
Neyse ki Pınar, bizim yerimize de ağzının payını verdi. Çok üzülmüş olsam da feminist olan tarafım, "aferin kızıma" diye çığlık çığlığa bağırdı.
Her zamanki gibi severek okuduğum bir kitap oldu. Yer yer içim cız etti, güldüm, ağladım, şaşırdım... Aslında tam olarak onlar ne hissettiyse ben de onu tattım. Zaten yazarı sevip, okuma sebeplerimden en büyüğü de duyguları çok iyi aktarıyor oluşu. Gerçekten oradaymışım, her şeyi birebir yaşıyormuşum gibi hissettim çoğu zaman.
Beni ciddi manada rahatsız eden bir nokta vardı... Diğer kitaplarda da rahatsız olmuştum ama nedense bu kitapta daha çok gözüme battı. Çok fazla "seksi" kelimesi geçiyor. Bir ara bayılacağım sandım; "seksi dudaklar, seksi narin omuzlar, seksi uzun bacaklar, seksi kadın, seksi adam." Bu şekilde çok fazla tekrar eden birkaç kelime daha vardı ama 'seksi' kelimesi kadar rahatsız edici gelmediler bana. Umarım yazarımız yeni yazacağı kitaplarda bu konuya biraz özen gösterir diyor ve sizleri seçtiğim alıntılarla baş başa bırakıyorum.
Alıntılar:
* "Sakin ol ve bir süre benimle yaşamaya alış!" dedi sonra alaycı bir sesle.
"Senin delirdiğine eminim artık! Bu şekilde bir saçmalık yapamazsın!"
"Yaparım tatlım!" Yan gözle ona baktı. Gözleri son derece kararlı görünüyordu.
* Genç kadın önce ne olduğunu anlamadan baktı. Sonra adamın örtüyle oynadığını fark edince, bir çığlık atıp yatakta doğruldu. "Dokunma bana!" diye bağırırken örtüyü boğazına kadar çekmişti. Gözleri korku doluydu.
"Sadece üzerini örtmeye çalışıyordum. Üşüyecektin!" diye homurdandı adam.
"Yalancı!"
* "Senden nefret etmem umrunda değil, öyle mi?"
"Hayır... Nefret çok sağlıklı bir duygu! Bana karşı hiçbir şey hissetmeseydin, o zaman huzursuz olurdum."
"Kendini kandırıyorsun! Sadece bedenime sahip olmak sana yetecek mi?"
"O çok güzel bir beden! Beni sevmeyeceğine göre onunla idare edeceğim sanırım."
* "Sen?" diye sordu merakla. Ama o sırada uzun ve keskin bir bıçak, kalbinin içini sağa sola dönerek oyuyordu.
"Ben yarın sabah dönüyorum..."
"Beni... beni burada mı bırakıyorsun?" diye sebepsiz yere öfkelendi Pınar. Sonra aklına gelen gerçek kızgınlıkla vurguladı. "Yani beni terk ediyorsun?"
* "Acı çekiyor Pınar... Bu acının nasıl bir şey olduğunu bilirim. Bir gün bana şöyle demişti. "Aşk eğer buysa, ben asla aşık olmak istemem!" Benim de o sıralarda Natalia ile benzer sorunlarım vardı."
4/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder