Özgün Adı: The Book of Ivy
Yazar: Amy Engel
Seri Adı: The Book of Ivy (#1)
Tür: Genç Yetişkin, Distopya
Çevirmen: Merve Özcan
Yayıncı: Yabancı
Sayfa: 270
Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı.
Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım…
Kurucunun Kızı bizlere; aşkın, güvenin ve ihanetin harmanlanmasıyla oluşmuş bir dünyayı anlatıyor.
"Ben çevremdeki tüm kızlardan farklıydım çünkü Bishop Lattimer'la evlenmek benim kaderim değildi. Görevim onu mutlu etmek, çocuklarını taşımak ve karısı olmak değildi. Görevim onu öldürmekti."
Lattimer'lar ve Westfall'lar: düşman iki aile. Yıllar önce yaşanan bir savaşın ardından küçük bir topluluk hayatta kalmayı başarmış ve yeni bir düzen kurulmuş. Ivy'nin ailesi tarafından kurulan bu küçük ülke, Bishop'un büyükbabası Alexander Lattimer tarafından ele geçirilmiş. Topluluğun başına gelen Lattimer'lar, barışın korunması için kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerini evlendirmeyi kararlaştırmışlar.
Ivy'nin ablası Callie, doğduğu günden beri annesinin ölümüne neden olan başkanın oğlu Bishop Lattimer ile evlenmek ve onu öldürmek için yetiştirilmiş. Fakat Bishop on altı yaşına geldiğinde evliliği erteleme kararı alıyor ve Callie'nin sırası Ivy'e geçiyor. Başkanın oğlunu öldürmek istiyorlar ki, planladıkları şekilde topluluğu ele geçirdikleri zaman onlara ayak bağı olacak kimse olmasın ve kendi yaşadıkları acıyı Başkan Lattimer da tatsın.
Ivy, ablasından çok daha farklı bir karakter. Daha duygulu, daha akıllı ve kesinlikle kendisine söylenen şeyleri düşünmeden gözü kapalı bir şekilde yapmıyor.
Bishop bana baktı, gözlerinde yine bir şeyleri değerlendiriyormuş gibi bir ifade vardı. "Sadece sohbet ediyorum Ivy. Seni tanımaya çalışıyorum."
Bu adımı söylediği ilk seferdi. Dürüst olmak gerekirse, adımın ne olduğunu bildiğinden pek emin değildim.
Evlendikleri andan itibaren, Bishop'un ona anlatılan kişi olmadığını anlamak Ivy için işleri çok daha zorlaştırıyor. Hatta çoğu zaman ona doğru olarak bildiği şeyleri sorgulattırıyor. Ve Bishop... Sanırım okuduğum en değişik karakterlerden biriydi. Bir insan bu kadar mı anlayışlı olabilir, bütün kitap boyunca şaşırıp durdum. Bir noktada patlamasını bekledim ama yine düşündüğüm şiddette olmadı.
Ivy ve Bishop'un arasında oluşan tuhaf bağı okumak hem çok eğlenceli hem de çok merak uyandırıcıydı. Yani kız bir şeyler hissetmeye başlıyor biliyorsunuz ama körü körüne olmasa da yapması gerektiğine inandığı bir görevi var ve bu görev hissettiği her şeye ters düşüyor. Sonuna gelene kadar ne olacağına dair bir sürü teorim vardı ama Amy hepsini çürüttü. Üstelik kitap öyle bir yerde bitti ki... İkincisi çıkana kadar zaman nasıl geçer bilmiyorum.
"Neden benim için de pes etmedin?"
"Nedenini biliyorsun," dedi sessizce. Gözlerimi kapattım. Biliyordum ama duymak için hazır olduğumu sanmıyordum. Ancak bir parçam öyle olmalı, çünkü öbür türlü soruyu sormazdım. Özellikle Bishop'a. Gerçek zor diye asla kolay bir şeyi söylemeyi seçmeyecek oğlana. Belki de bilmek için duymayı istiyordum, bir kez ve sonsuza dek, geri dönüş yoktu.
"Çünkü sana aşığım, Ivy," diye fısıldadı. "Senden vazgeçmek bir seçenek değil."
Son elli sayfada Ivy'nin cesaretine hayran kaldım. Öyle bir düzenin içinde çok az kişinin yapabileceği bir şeyi yaptı. Ailesine ise sinir oldum. Bence Ivy'nin içindeki cesaretin, gücün bir gramı bile onlarda yok. Her neyse, daha fazla uzatmayacağım. Şimdiye kadar okuduğum distopyalar arasında en iyisiydi. Türü seven herkesin bayılacağını, sevmeyenlerin de bu kitap sayesinde sevebileceğini düşünüyorum. Umarım ikinci kitap için çok beklemeyiz. :')
Hayat birbiri ardına iğrenç şakalardan ibaretti, bunu keşfetmiştim. Çünkü istediğim şeyi en sonunda elde etmenin canımı bu denli acıtması hiç de adil görünmemişti.
5/5
kitap blog tanıtımlarını takip etmem ama senin yorumlarını anlatımını seviyorum sanırım... okuma hissi yaratıyosun bende.ıteşekkürler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, mutlu ettin beni. ^^
SilYa ne yapıyorsunuz arkadaşlar siz? Merak ettiğim her kitabı okuyup yorumlamışsınız :D Bana da sadece gidip almak kalıyor sanırım :D Kitabın heyecanı kaçmasın diye yorumlarınızı ara ara okuyorum baştan sona okumuyorum itiraf ediyorum :D Ama düşündüğüm her kitabın sizler tarafından zaten okunmuş olması beni mutlu etti :D
YanıtlaSilYorumun da bizi mutlu etti bebek. :D Bence bu kitabı, kapanış kitabın yapabilirsin. :D Her ne kadar kitabın sonunda bunun devamı yok mu diye kuduracak olsan da, değer bence. :D
SilTuğçe gelmeden yaz kaç yapayım hemen :D Zaten okuduğumuz türler benziyor sis normal karşılıyorum ben artık bu durumu :D Yalnız bu kitap da çok iyi . Tuğçe yorumlamasa havada kapardım *-* Seri olması fena sadece. Devam kitaplarını beklemek azap resmen :'(
SilAhahahhah, geç kalmışsın. :P
SilKapanış kitabımı da buldum :D Oldu o zaman :D Hazırım ben :i
SilBir dakika bile ne kadar önemli :D
YanıtlaSil