Özgün Adı: Sanctum
Yazar: Sarah Fine
Seri Adı: Gölgediyarlar Muhafızları (#1)
Tür: Genç Yetişkin, Fantastik, Paranormal
Çevirmen: M. Can Uzer
Yayıncı: Aspendos
Sayfa: 358
"Planım : Şehre gir. Nadia'yı al. Bir çıkış yolu bul. Bu kadar basit."
Bir hafta önce on yedi yaşındaki Lela Santos'un en iyi arkadaşı Nadia intihar eder. Oysa bugün, uğurlama merasiminin ters gitmesi sayesinde Lela cennette, uzaktaki büyük kapılarla çevrili şehre, cehenneme bakıyordur. Karanlık ve yolunu şaşırmış yaratıklarla dolu olan İntihar Kapıları'ndan kimse kendi isteğiyle geçmez. Ama Lela herhangi biri değildir, en yakın arkadaşının ruhunu kurtarmaya kararlıdır - kendi ahiret hayatını feda etmek zorunda kalsa bile.
Lela, Nadia'yı bulmaya çalışırken bu karanlık şehrin uçsuz bucaksız sokaklarında devriye gezen muhafızlara yakalanır. İçlerinde insana en yakın olan liderleri Malachi, diğerlerinden tek bir nokta dışında farklıdır: ölümcül etkileyiciliği. Lela ile tanıştığında Malachi de kendi planını yapar: Nadia'yı geride bırakmak pahasına bile olsa Lela'yı şehirden çıkar. Çünkü Malachi, Lela'nın bilmediği bir şeyi bilmektedir: Bu karanlık şehir Lela'nın hayatını geçirmek zorunda kalacağı en kötü yer değildir. Malachi, onu bu kaderden uzak tutmak için her şeyi yapmaya hazırdır.
Kitaba başladığım zaman öyle çok bir beklentim yoktu. İlk kırk elli sayfasında da sıkılınca iyice hevesim kırıldı. Ama sonra bir baktım ne olduğunu anlayamadan iki yüzüncü sayfadayım, "Ay acaba ne olacaaaaaak?" diye meraktan çıldırıyorum. :D
Mabet'i yaklaşık iki hafta önce bitirmeme rağmen zaman bulamadığım için yorum yazamadım. Eğer bu yazıyı iki hafta önce yazmış olsaydım kesinlikle daha fazla övgü ve heyecan içeriyor olurdu. Çünkü o dünyadan çıkar çıkmaz o kadar çok beğenmiştim ki... Şu an neyi neden beğendiğimi biliyorum ama daha çok hoşuma gitmeyen yerler aklıma geliyor.
Nadia'yı bulup, kurtarmak için her şeyi yapmayı göze alan Lela'nın hikayesi buradan sonra başlıyor.
Yukarıda yazdıklarımdan sonra yaşananlar kısaca arka kapakta bahsedilmiş zaten, daha fazla uzatıp sıkmak istemiyorum. Kitabı sevmemin en büyük nedeni, bu tarz kurgulardaki "dünya bildiğimiz gibi değilmiş" olayının olmamasıydı. Öldükten sonraki yaşam ve yaptıklarına, ölüm şekline göre gittiğin yerler işlenmişti. Konunun zorluğuna ve derinliğine rağmen kitapta bana saçma gelen hiçbir şey olmadı. Yazar bu konuda oldukça başarılıydı.
Olaylar, Kara Şehir isminde bir mekanda geçiyor. İntihar eden insanlar buraya geliyor. Burada tıpkı normal dünyadaki gibi evler, eşyalar hatta televizyonlar var. Sadece her şey daha karanlık, daha karamsar ve daha umutsuz.
Lela, şehri koruyan muhafızların lideri Malachi ile karşılaşır. Gördüğü sanrılar sayesinde nasıl soğukkanlılıkla birini öldürebildiğine şahit olduğu adamın hiç de düşündüğü gibi biri olmadığını anlaması çok uzun sürmez.
Malachi... Aslında öyle çok değişik bir karakter değildi ama ben ikisinin arasındaki kimyayı çok sevdim. Lela için yapmaya hazırlandığı şeyin anlamı çok büyüktü. İnsana, "Böyle erkekler gerçekten var mı, varsa nerede saklıyorlar bunları?" dedirtecek türden bir beydi. :D
Biraz uzattım sanırım... Özetle, film tadında okunabilecek bir kitaptı. Serinin ilki olmasına rağmen oldukça başarılıydı. Diğer kitapların daha iyi olacağına inanıyorum. Umarım en kısa sürede ikincisini elimize alabiliriz. :')
4/5
Aspendos serinin haklarını bırakmış yani yeni bir yayınevi devreye girmediği sürece devamı Türkiye'ye gelmeyecek gibi görünüyor.. =/
YanıtlaSilŞu serileri yarım bırakmalar yüzünden yayınevlerine Mazikin, Strigoi, Ruh Emici vb. olup, geri dönüş yapacağım. -,- Bu nasıl hainliktir. :(
SilAspendos'un seriye devam etmeyeceğini öğrendiğim de yıkılmıştım. Yazık oldu güzelim seriye :/ Umarım başka bir yayın evi telif haklarını alır.
YanıtlaSilBen de çok üzüldüm. =| Umarım birileri fark edip, devam eder. *,,*
SilHayatımda gördüğüm en müthiş kitaptı çok ciddiyim gerçekten çok güzekdi <3
YanıtlaSilBen de sevmiştim. :))
Sil