21 Aralık 2014 Pazar

Kitap Yorumu: Yetenek | Kristin Cashore

Kitap Adı: Yetenek
Orjinal Adı: Graceling
Yazar: Kristin Cashore
Seri: Graceling Realm #1
Tür: Fantastik, Genç Yetişkin
Çevirmen: İlker Şahin
Yayıncı: Pegasus
Sayfa: 472

Katsa sadece ellerini kullanarak bir insanı öldürebilme becerisine sahiptir. Olağanüstü bir hünerle doğan, nadir insanlardan birisi, bir Yetenekli’dir. Kralın yeğeni olduğu için ayrıcalıklı bir hayat yaşaması gerekirken, Öldürme Yeteneği sebebiyle kralın hizmetindeki bir kiralık katil olmak zorunda kalmıştır. Katsa, Savaşma Yeteneği olan Prens Po’yla tanışınca hayatının değişeceğinin henüz farkında değildir. Po’yla dost olacaklarını hayal etmemiştir. Kendi Yeteneği ile ilgili yeni bir gerçeğin açığa çıkacağını ve çok uzaklarda, dehşet verici bir tehlikenin kol gezdiğini ise aklından dahi geçirmemiştir.



Büyük şaşkınlıkla bitirdiğim bir kitap oldu. Ben seri olduğunu bilmiyordum, tek kitap diye düşünerek başladım ve sonuna kadar da o şekilde bilerek okudum. Son birkaç sayfasında 'acaba' diye düşünmeye başladım ve az önce künyeyi yazarken öğrendim ki, üç kitaplık bir seriymiş. Hatta yine Pegasus tarafından çıkarılmış ciltli bir edisyonu daha varmış. Ciltli olanı daha önce görmüştüm ama yazarına dikkat etmediğim için farklı bir kitap olarak düşünmüştüm. :D

Her neyse efenim, benim sazanlığımı bir kenara bırakarak kitabımıza dönelim... Yetenek, Middluns'lu Leydi Katsa'nın ve Lienid'li Prens Yeşeren'in yani diğer bir adıyla Po'nun hikayesini anlatıyor.


Katsa ve Po kendilerine özgü yeteneklerle doğmuşlar. Katsa'nın yeteneği öldürmek ve her yetenekli insan gibi o da iki farklı renkte göze sahip: yeşil ve mavi. Po'nun yeteneği ise dövüşmek ve gözleri gümüş-altın renginde. Aslında yetenekleri tam olarak bunlarla sınırlı değil ve biz kitabın ilerleyen sayfalarında iç yüzlerini öğreniyoruz.

Katsa'nın dayısı Randa, Middluns kralı ve Katsa'yı kendisine karşı gelen, borçlarını ödemeyen insanları cezalandırmak için kullanıyor. Yeğenini o insanlara gönderip, parmaklarını kırmasını, dövmesini ya da suçunun büyüklüğüne göre öldürmesini istiyor. Bir süre sonra Katsa, sadece katil olmak istemediğini düşünüyor ve güvenilir birkaç adamıyla birlikte yardıma ihtiyacı olan insanlar için bir konsey kuruyor. Konsey zamanla genişliyor ve kendilerine Yedi Krallık'tan bir sürü müttefik buluyorlar.

Katsa, Lienid'li yaşlı bir adamı kurtarmak için gittiği bir görevde Po ile karşılaşıyor ve ne olduğunu bile anlamadan kendisini bir dizi olayın içinde buluyor.

Katsa gibi güçlü karakterlere bayılıyorum. Kadın dediğin güçlü olacak, öyle pısırık pısırık, cııııks, olmuyor. Hele kitaplarda hiç çekilmiyor. Po ile aralarındaki kimyayı çok sevdim. Ama tabii ki her şeyden çok Po'yu sevdim. Taktığı o kadar küpe ve yüzüğü kafamda canlandırmak zor olsa da, ilginç biriydi. Bütün kitap boyunca kendisine sinir olduğum tek bir an bile olmadı.

Çok sevgili yazarımız bizi kitabın sonunda Po ile ilgili öyle bir ters köşe yapıyor ki... Ne olduğumuzu şaşırıyoruz. Ben çok şaşırdım açıkçası ve olmasa da olurdu diye düşünüyorum. Biz böyle mutluyduk. :(

Beni okurken rahatsız eden tek şey yapılan yolculukların bu kadar uzun uzadıya anlatılmasıydı. Belki okuyucunun, kitabı tam olarak anlayıp, karakterlerin yaşadıkları zorlukları gerçek manada anlayabilmeleri için gerekliydi ama bana biraz fazla geldi. 

Genel olarak güzel bir kitaptı. Çok aşırı bir beklentiyle okumazsanız eminim siz de beğenirsiniz. :')

4/5

Kısa bir not: Ben bu kitabı halk kütüphanesinden alarak okudum. Eskiden sürekli kütüphaneden okurdum ama çok uzun süredir gitme imkanı bulamamıştım. Bundan sonra daha çok gitmeye özen göstereceğim. Siz de kendi yaşadığınız yerin kütüphanesine bir uğrayın bence, hiç beklemediğiniz kitapları raflarda görebilirsiniz. ^^




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...