Özgün Adı: Ten Tiny Breaths
Yazar: K.A. Tucker
Seri: Ten Tiny Breaths (#1)
Tür: Romans, Yeni Yetişkin
Çevirmen: Belgin Selen Haktanır
Yayıncı: Hyperion
Sayfa: 290
Sadece nefes al Kacey. On küçük nefes. İçinde Tut. Hisset. Sev.
Dört sene önce sarhoş bir sürücünün neden olduğu trafik kazasında annesiyle babasını, erkek arkadaşını ve en yakın kız arkadaşını kaybeden Kacey Cleary'nin hayatı yerle bir olmuştu. Hâlâ kazadan sonra arabanın içinde sıkıştığı anı ve annesinin son kez aldığı nefesi hatırlayan Kacey, geçmişini geride bırakmak istiyordu. İki otobüs bileti alan Kacey ve on beş yaşındaki kız kardeşi Livie, hayatlarına yeniden başlamak üzere Michigan'dan kaçıp, Miami'ye gelmişlerdi. İlk başlarda, geçim sıkıntısı çektikleri hâlde, Kacey endişeli değildi. Her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünüyordu. Tek istisna, 1D dairesindeki gizemli komşularıydı.
Alev alev yanan mavi gözleri, derin gamzeleri ve kusursuz bedeniyle Trent Emerson, iyi çocuk ve kötü adam arasındaki karşı koyulmaz çizgiyi temsil ediyordu. Trajik geçmişinden sonra katı bir mizaç geliştiren Kacey, herkesi kendinden uzak tutmaya kararlı olsa da ikisi arasındaki karşılıklı çekime dayanmak çok güçtü. Trent ise Kacey'nin herkese kapattığı kalbine girmek için her şeyi yapabilirdi... Her ikisinin dünyasını paramparça edecek müthiş bir sırrı açıklaması gerekse bile.
Hayatta unutulmayacak bazı kitaplar vardır. On Küçük Nefes bana bu deneyimi yaşatan kitaplardan biriydi. Öyle çok abartılacak, mükemmel bir kitap değildi belki, evet. Fakat insanı etkileyen, içine işleyen bir yanı vardı kesinlikle.
Kacey, trajik bir trafik kazasında ebeveynlerini ve erkek arkadaşı ile en yakın arkadaşını kaybeder. Üstelik kolay bir kayıp değildir bu. Annesinin son nefesini duyar, erkek arkadaşının elinin git gide soğumasını hisseder ve en yakın arkadaşının pelteye dönmüş vücudunu görür. Sadece fiziksel olarak değil ruhsal olarak da kapanmayacağını düşündüğü derin yaraları vardır artık. Uzun bir rehabilitasyon sürecinden sonra fiziksel olarak sağlığına kavuşur fakat ruhu hala paramparçadır. Onu hayata bağlayan tek şey ise kız kardeşi Livie'dir.
Kacey, trajik bir trafik kazasında ebeveynlerini ve erkek arkadaşı ile en yakın arkadaşını kaybeder. Üstelik kolay bir kayıp değildir bu. Annesinin son nefesini duyar, erkek arkadaşının elinin git gide soğumasını hisseder ve en yakın arkadaşının pelteye dönmüş vücudunu görür. Sadece fiziksel olarak değil ruhsal olarak da kapanmayacağını düşündüğü derin yaraları vardır artık. Uzun bir rehabilitasyon sürecinden sonra fiziksel olarak sağlığına kavuşur fakat ruhu hala paramparçadır. Onu hayata bağlayan tek şey ise kız kardeşi Livie'dir.