Yazar: Selvi Atıcı
Tür: Romantik
Yayıncı: Müptela
Sayfa: 510
"Seni sevmekten nasıl vazgeçebilirim ki? Ben geçsem bile kalbim vazgeçmez..."
Deryal Yiğit, nam-ı diğer Kimliksiz... Kirli geçmişiyle, acımasızlığıyla, kadınlara değer vermeyişiyle bilinen karanlık bir adam... Garip takıntıları ve sadece kendine sakladığı sırlarıyla kendi çöplüğünden yarattığı krallığında hükümdarlığını süren Deryal'in hayatına Burcu bomba gibi düşmüştü.
Burcu, Deryal'in yeni takıntısı mı, yoksa hayatının yörüngesini tamamen değiştirebilecek olan tek kadın mıydı? Sırları ve çözemediği sorunlarıyla Deryal'in hayatına girmek zorunda kalan Burcu, omuzlarına binen tonlarca yükün arasında aşkı kaldırabilecek miydi?
İlk olarak Selvi ablayı tebrik etmek istiyorum... Tanışıp, konuşmuşluğumuz olmasa da eski forumdan bildiğim, yıllardır da facebook sayfasını takip ettiğim bir insan kendisi. Umarım diğer kitaplarını da elimizde, koklaya koklaya okuma şansını elde ederiz. Kaleminin elinden hiç düşmemesi dileğiyle diyor ve başarılarının devamını diliyorum. ^^
Şimdi gelelim Kimliksiz'e... Sanırım kitabı ilk okuduğumda liseye bile başlamamıştım. Aradan o kadar uzun zaman geçmiş ki. Tekrar elime alıp okumak, çok ayrı mutlu etti beni. Deryal'in yeri özeldir çünkü. Unutmadığım, muhtemelen de unutmayacağım kitap karakterlerinden birisi... Ki bunda yazarımızın yazış şeklinin de etkili olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar ne kadar hikayesini okuduysam, hepsi aşağı yukarı aklımda. Birkaç arkadaşımla konuştuğum için bu konuda tek olmadığımı da biliyorum.
Kitabımız, Burcu'nun Kayıp Şehir'e gelmesiyle başlıyor. Deryal, Burcu'yu görür görmez anlamsız bir koruma isteğiyle genç kızın peşini bir türlü bırakmıyor. Burcu'nun, Deryal'i korumak için vurulmasıyla, görüşmek için bir bahaneleri olmuş oluyor. Ardından olaylar kitabın sonuna kadar hiç hız kesmeden devam ediyor.
Karakterler o kadar güzel işlenmişti ki. Okurken sürekli yanıbaşımdalarmış, kırk yıldır tanışıyormuşuz gibi hissettim. Ben de onlarla güldüm, onlarla ağladım. Özellikle o malum kısımda... Deryal'i elime verseler parça pinçik ederdim. Ama kitap açısından genel olarak düşündüğümüzde Deryal'in karanlık tarafını hatırlamamızı sağlayacak bir şey gerekiyordu. Çünkü aşık Deryal'e o kadar çok kaptırmıştık ki kendimizi...
Ben en az Deryal kadar Burcu'yu da sevdim. Öyle sümsük tiplerden değildi. Kardeşi için katlandıkları pek çok insanın yapamayacağı şeylerdi. Sonu güzel oldu ama az çekmedi kızcağız. Ah şu erkekler...
Diğer bir konu ise, Adem. Deryal'in tek dostu.
Benim de tek aşkım! :D Çok tatlı bir bey yahu! Ona da bu kadar yer verilmiş olması eminim benim gibi birçok Adem severi de mutlu etmiştir. Konuşması ve davranışları ile tam bir Türk erkeği... Pek çoğundan daha öküz ama olsun o kadarcık.
Hala o dünyadan çıkamadığım için kitapla alakalı ne yazsam azmış gibi geliyor. O yüzden daha fazla uzatmak istemiyorum. Okurken zevk alacağınız, kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz bir kitap. Okuyun, okutturun efenim! Sevgilerle.
5/5
Alıntılar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder