Merhabalar,
Öncelikle belirtmeliyim ki her ne kadar ilk bakış demiş olsam da yazacağım yorum ilk bakış sonucunu geçeli çok oldu aslında :D
Seriyi hatmetmiş ve delice Grey aşığı biri olarak, sabahın erken saatlerinden bu yana fragmanı kaç kez peş peşe izledim gerçekten hatırlamıyorum. Özellikle uyku sever bir insan olarak sabahın 3 buçuk 4'ünde kalkmak eziyettir benim için ama konu Grey olunca beynim adeta programlanmış gibiydi.
Gel gelelim fragmana..
İlk fragmana oranla yaktı kavurdu ortalığı adeta! Ciddiyim! O kırmızı oda sahneleri, Christian'ın tutku dolu ama aynı zamanda Ana'ya muhtaç bakışları, Ana'nın içindeki tanrıçanın önderliğinde kendini Christian'a bırakması.. Ne sahnelerdi ama! Her ne kadar kitaptan aşina olsak da, böyle canlı canlı izlemek gerçekten fazlasıyla etkiledi beni ne yalan söyleyeyim.
Daha başlangıçta Christian ile ufak bir kalp teklemesi yaşamak da kaçınılmazdı. Ana'nın da dediği gibi hiç adil oynamıyorlar.. Nedir yani fragmanın birçok yerine yarı çıplak bir Christian koymak.. -.- Bir şey değil vizyon tarihine kadar üçer beşer izleyiciler kalpten gidecek, film de hasılat yapamayacak doğru düzgün :D İlla biz mi diyelim bunu yani?!
Evet bu kadar şamata yeter sanırım bana :D
Genel olarak fragmana şöyle bir bakacak olursak eğer; en sevdiğim sahne röportaj sonrası Ana asansöre bindiğinde, Christian ile birbirlerine isimlerini söylemeleriydi sanırım. Aslında Ana ve Christian'ın Clayton's'taki 'karşılaşmaları' ve Ana'nın o şapşal halini de çok sevdim. Ah unutmadan 1:21'deki Christian'ın o bakışlarını da aşırı sevdim. Bu arada Charlie Tango'da iken Ana'nın kemerini sıkıp kaşını kaldırdığı kısma da bayıldığımı söylemiş miydim? *ufak bir fangirling yaşandı* Ha bir de Christian'ın ebeveynlerinin bahçesinde Ana'nın ona dokunmak istemesi ama Christian'ın ellerini tutması.. O sahne de favorilerim arasında. Tüm bunları sayıp da 'buz sahnesini' saymamak olmazdı değil mi?? Ve o şarkı! Allah'ım! Şarkı seçimi mükemmeldi tek kelime ile. Daha iyisini düşünemiyorum. Neyse siz beni taşlamadan önce, demek istediğim şudur ki; fragmanda beğenmediğim, ayılıp bayılmadığım, aptalca sırıtmadığım, gözlerimin büyümediği tek saniye bile yoktu 'kısaca' :D
Bu arada oyuncu seçimlerinden sonra okuyucuların bir kısmı seçimlerden memnun değildi ve Jamie ile Dakota'nın karakterlerinin hakkını veremeyeceğini düşünüyordu. Umuyorum ki fragmanlardan sonra bu düşünceleri değişmiştir ve sıcak bakmaya başlamışlardır. Kısa da olsa yabana atılmayacak performanslar izlediğimize inanıyorum ne de olsa..
Ve ufak bir ekleme; her ne kadar her görselden ve fragmandan sonra daha fazlasını istesek de umarım Şubat'a kadar yeni fragman veya sneak peek yayınlanmaz. Bu önceleri sürekli olarak karşılaştığımız bir durum çünkü. Film olan her popüler seride, film öncesi o kadar çok video, fotoğraf paylaşımı oluyordu ki boğuyordu bu durum hayranları. Grinin Elli Tonu'nda bu durumu yaşamayacağımızı umarım. Christian'ın da bekletilen hazla ilgili bir sözü vardı hatırlarsanız!^^
O kadar konuştuktan sonra buyurun efendim karşınızda Grinin Elli Tonu ikinci fragmanı!
Almanya'da yayınlanan fragmandaki ufak bir sahne için (-.-);
Daha başlangıçta Christian ile ufak bir kalp teklemesi yaşamak da kaçınılmazdı. Ana'nın da dediği gibi hiç adil oynamıyorlar.. Nedir yani fragmanın birçok yerine yarı çıplak bir Christian koymak.. -.- Bir şey değil vizyon tarihine kadar üçer beşer izleyiciler kalpten gidecek, film de hasılat yapamayacak doğru düzgün :D İlla biz mi diyelim bunu yani?!
Evet bu kadar şamata yeter sanırım bana :D
Genel olarak fragmana şöyle bir bakacak olursak eğer; en sevdiğim sahne röportaj sonrası Ana asansöre bindiğinde, Christian ile birbirlerine isimlerini söylemeleriydi sanırım. Aslında Ana ve Christian'ın Clayton's'taki 'karşılaşmaları' ve Ana'nın o şapşal halini de çok sevdim. Ah unutmadan 1:21'deki Christian'ın o bakışlarını da aşırı sevdim. Bu arada Charlie Tango'da iken Ana'nın kemerini sıkıp kaşını kaldırdığı kısma da bayıldığımı söylemiş miydim? *ufak bir fangirling yaşandı* Ha bir de Christian'ın ebeveynlerinin bahçesinde Ana'nın ona dokunmak istemesi ama Christian'ın ellerini tutması.. O sahne de favorilerim arasında. Tüm bunları sayıp da 'buz sahnesini' saymamak olmazdı değil mi?? Ve o şarkı! Allah'ım! Şarkı seçimi mükemmeldi tek kelime ile. Daha iyisini düşünemiyorum. Neyse siz beni taşlamadan önce, demek istediğim şudur ki; fragmanda beğenmediğim, ayılıp bayılmadığım, aptalca sırıtmadığım, gözlerimin büyümediği tek saniye bile yoktu 'kısaca' :D
(O da soru mu?! Senin için değilsem bile zaman yaratır müsait olurum Grey'im! :3)
Bu arada oyuncu seçimlerinden sonra okuyucuların bir kısmı seçimlerden memnun değildi ve Jamie ile Dakota'nın karakterlerinin hakkını veremeyeceğini düşünüyordu. Umuyorum ki fragmanlardan sonra bu düşünceleri değişmiştir ve sıcak bakmaya başlamışlardır. Kısa da olsa yabana atılmayacak performanslar izlediğimize inanıyorum ne de olsa..
Ve ufak bir ekleme; her ne kadar her görselden ve fragmandan sonra daha fazlasını istesek de umarım Şubat'a kadar yeni fragman veya sneak peek yayınlanmaz. Bu önceleri sürekli olarak karşılaştığımız bir durum çünkü. Film olan her popüler seride, film öncesi o kadar çok video, fotoğraf paylaşımı oluyordu ki boğuyordu bu durum hayranları. Grinin Elli Tonu'nda bu durumu yaşamayacağımızı umarım. Christian'ın da bekletilen hazla ilgili bir sözü vardı hatırlarsanız!^^
O kadar konuştuktan sonra buyurun efendim karşınızda Grinin Elli Tonu ikinci fragmanı!
Almanya'da yayınlanan fragmandaki ufak bir sahne için (-.-);
Bir dahaki yorumda görüşmek üzere! :D
Eridim bittim öldüm bayıldım nokta. :D Bu bize haksızlık gerçekten. :)
YanıtlaSilBen de bloguma beklerim bu arada, ortaboypopcorn.blogspot.com.tr
Ölünmeyecek adam değil ki ama! Birazıcık okuyucuya izleyiciye acır insan da öyle kurgular yada seçer karakteri.. :D
SilTabi ki!^^