Yazar: Merve Akıncı
Tür: Romantik
Yayıncı: Müptela
Sayfa: 496
"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuma gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay..."
Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese, her şeye ve özellikle aşka karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek midir? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onun seven bir kadının varlığını kabul edebilecek midir?
Şahmelek, henüz Wattpad'de yayınlanırken ilgimi çeken bir hikayeydi. Fakat nedendir bilmem, okurken İde'nin duyguları ağır geldi bana ve kısa bir ara vermek istedim. Daha sonra ise kitap olması ile sekteye uğradı okuma sürecim ve ne yazık ki ancak bitirebildim.
Lafı uzatmadan kısaca konuya değinmek istiyorum.
İde, kardeşinin rahatsızlığı nedeniyle Amerika'ya giden ailesinden sonra anneannesinin yakın arkadaşı olan Dilber Teyzesinin çalıştığı eve, Balkanlı ailesinin yanına yerleşiyor. Bir zaman sonra evin oğlu Aslan Balkanlı ile yolları kesişiyor ve İde, yavaş yavaş Aslan'ın büyüsüne kapılıyor. Fakat kapıldığı bu büyü çekici olduğu kadar sert ve aşılması zor duvarlarla çevrili. İde'nin de dediği gibi Aslan Balkanlı reddedilemez bir adam fakat insafsız bir reddedici... Eh ama İde de hafife alınacak, kolay lokma değil. O, Güzel Adamı ele geçirmeye, daha da önemlisi kalbini ellerine almaya kararlı.
Karşı taraftan hamle gelmesini beklemeyen, hissettiğini yaşayan ve karşı tarafa yansıtmaktan çekinmeyen gözü pek bir kızdı İde. Öyle ki onun bu tavrı Aslan'ın o kalın duvarlarını bile yerle bir etmeye yetti.
Tabii başlarda biraz yadırgamadım desem yalan olur. Ne de olsa klasikleşmiştir artık, ilk hamle erkekten gelir. Fakat İde bize bu tabuyu yıktırdı. E bence çok da güzel oldu.
Diğer yandan, kitap boyunca duyguların yansıtılışı öyle güzeldi ki. İde ne zaman Aslan'dan bahsetse yüzümde oluşan tebessüme dur diyemiyordum bir türlü. Aslan'ın sakalını sevmesi, onu şiir gibi görmesi, Güzel Adam diye seslenmesi... Ve daha sayamayacağım pek çok güzellikle beni adeta içine çekti. Tekrar tekrar okuduğum birçok paragraf bile oldu bu yüzden.
"Ben şimdi Aslan'a nasıl hitap edecektim? Normal sevgililer birbirlerine sevgilim, aşkım, bir tanem, hayatım, canım ve benzeri birçok kelime söylerlerdi. Gerçi biz o kadar normal miydik, emin de değildim. Ama içimden geliyordu. Bunların hepsini ama hepsini eksiksiz söylemek... O benim sevgilimdi. O benim âşık olduğum adamdı. Dolayısıyla aşkımdı. O benim bir tanemdi... "
Son olarak eklemeden geçemeyeceğim; yan karakterleri de ayrı sevdim. Rahatlıkla söyleyebilirim ki Çağrı açık ara favorimdi. Uğur Bey ise adeta bir baba oldu benim için. Firuze Hanım ile ilgili aynı şeyi söyleyemem ama. Özellikle Arzu faktörü yüzünden. Fakat bu konuyu girmeyeceğim şimdi...
Ve de Engin... Onun sonu böyle olmamalıydı diye düşünüyorum. Biraz deli dolu, biraz sorunluydu belki ama asla kötü adam değildi benim gözümde.
Aslında daha içimde kalan birçok konu yok değil yazmak istediğim. Ama her şeyi dozunda bırakmak gerek. Yorumun sonuna geldiyseniz bile bu benim için büyük mutluluk olur! :D
Ve de sevgili Merve Akıncı'nın diğer hikayelerini okumak isterseniz mandalinagibi kullanıcı adından Wattpad hesabına kolayca ulaşabilirsiniz!
4/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder