Kitap Adı: Neptün'ün Oğlu
Özgün Adı: The Son of Neptune
Yazar: Rick Riordan
Seri: Olimpos Kahramanları #2
Tür: Fantastik, Genç Yetişkin, Mitoloji, Macera
Çevirmen: Belgin Selen Haktanır Us
Yayıncı: Doğan Egmont
Sayfa: 454
Denizler tanrısı Poseidon'un oğlu Percy Jackson, uzun bir uykudan uyanıyor ve aniden kendini yılan saçlı iki kadınla yüz yüze buluyor. Sorun şu ki, bu yaratıklar ölmek bilmiyor.Ancak bu, Percy'nin sorunları arasında belki de en önemsizi. Çünkü Percy gizemli bir yaşlı kadın tarafından bir kampa götürülüyor. Melezlerle dolu bir kampa. Percy'nin hayatında ilk defa gördüğü bir kampa. Ne yazık ki Percy geçmişinden yalnızca tek bir kişiyi hatırlıyor: Annabeth.
Kesin olan bir şey var ki, Percy'nin daha yapacak çok işi var. İki yeni melez arkadaşı Hazel ve Frank'le birlikte, bugünedek hiç görmediği kadar ağır bir görevle karşı karşıya:
Yediler Kehaneti.
Bu yolda başarısız olurlarsa zarar görecek olan tek şey kamp değil ne yazık ki. Tehlikede olan, Percy'nin eski yaşamı,tüm sevdikleri, tanrılar ve elbette ki tüm dünya...
Öncelikle başta annem olmak üzere dünyadaki bütün kadınların Kadınlar Günü kutlu olsun. Umarım kadın, günün birinde hak ettiği değeri görüp, üzerine zorla yapıştırılmış bütün etiketlerden kurtulmayı başarır. Söylenecek çok şey var ama şu an çok uzatmak istemiyorum.
Kitap bittiği için o kadar üzgünüm ki... Seriye ve içindeki o mükemmel dünyaya veda etmeye bir adım daha yaklaşmış oldum. Ana serinin ilk iki kitabını orta okuldayken okumuştum. Canavarlar Denizi'ni beğenmeyip, bıraktığımı hatırlıyorum. :D Artık o zaman çocuklukla nasıl beğenmemiş, ne beklemişsem. :D Çok uzun bir sürenin ardından geçen sene aklıma esti ve devam etmeye karar verdim. İyi ki devam etmişim çünkü kesinlikle mükemmel kitaplar, mükemmel bir yazar.
Olimpos Kahramanları'nın ilk kitabında Percy kayıpken Yunan
Melez Kampı'nda yaşananları; Leo, Piper ve Jason'ın hikayelerini okumuştuk. Neptün'ün Oğlu'nda ise Roma Melez Kampı'nı ve Yediler Kehaneti'nde bahsi geçen yedi melezden diğer ikisini -Hazel,Frank- tanıdık. Roma geleneklerini, kurallarını okumak gerçekten çok zevkliydi. Rick bence hangi coğrafyayı anlatırsa anlatsın sevdirmeyi becerebilir.
Yazının buradan sonrası spoiler içerir.
Leo'nun Sammy olması? Ya da Sammy'nin daha önce yaşadığını düşünürsek... Sammy'nin Leo olması? Aradaki bağlantıyı okumak için sabırsızlanıyorum. Acaba ne olabilir diye düşündüm ama mantıklı hiçbir şey bulamadım.
Spoiler bitti.
Kitaptaki asıl olaylar, Mars'ın yani Savaş Tanrısı Ares'in kampa gelerek oğlu olan Frank'i sahiplenip, ona Ölüm'ü kurtarma görevi vermesiyle başlıyor. Bu görevde Frank'e, Percy'nin de eşlik etmesini istiyor. Frank ve Percy, yanlarına Hades'in kızı olan Hazel'ı da alarak zorlu bir yolculuğa başlıyor.
Percy zaten kahramanımız... Kitapları okuyup, onu sevmeyen yoktur. Hazel ve Frank'i de en az Percy kadar sevdim. Aralarındaki aşk çok masumdu. İkisi de yavaş yavaş kendini keşfedip, yapabileceklerinin farkına vardıkça onları okumak çok daha zevkli bir hale gelmeye başladı. Harpya -bir şeyleri kapıp kaçan kanatlı dişi yaratık- Ella'yı da çok sevdim ve kendisine hayran oldum. Okuduğun her şeyi ezberden söyleyebilmek müthiş bir şey olurdu.
Athena'nın İşareti'ni okumak için sabırsızlanıyorum ama yine de mümkün olduğunda geciktireceğim. Bitsin istemiyorum. Eğer hala başlamadıysanız hiç zaman kaybetmeyin. Fantastiğe ve mitolojiye ilgisi olan herkesin beğeneceğini düşünüyorum. Yan serinin ilk kitabı olan Kayıp Kahraman'ın yorumuna buradan bakabilir, yazarı daha yakından tanımak isterseniz buraya göz atabilirsiniz! :')
Alıntılar
- "Bu, Percy Jackson," dedi Hazel. "İyi bir çocuk. Percy, bu da erkek kardeşim, Pluton'un oğlu."
Çocuk toparlanıp elini uzattı. "Tanıştığımıza memnun oldum," dedi. "Ben Nico di Angelo. - "Teşekkürler Hazel," dedi Percy. "Şey, bana destek çıkman ne anlama geliyor tam olarak?"
"İyi davranacağına dair teminat verdim," dedi Hazel. "Sana kuralları öğreteceğim, sorularını yanıtlayacağım ve lejyonu utandırmaman için elimden geleni yapacağım."
"Peki... Ya yanlış bir şey yaparsam?"
"O zaman, ben de seninle birlikte ölürüm. Aç mısın? Haydi, yemeğe gidelim." - "Frank, kim olduğumu biliyorsun. Pluton'un kızıyım ben. Dokunduğum her şeyi mahvediyorum. Bana neden güveniyorsun?"
"En iyi arkadaşım sensin." Frank odun parçasını Hazel'ın avcuna koydu. "Sana herkesten çok güveniyorum." - "Hayat sadece biteceği için değerlidir, evlat. Bir tanrıya kulak ver. Siz ölümlüler ne kadar şanslı olduğunuzu bilmiyorsunuz."
- Frank annesinin cenazesinden beri içinde taşıdığı öfke ve küskünlük hissinin nihayet dinmeye başladığını hissetti. Annesinin neden eve dönmediğini anlamıştı. Hayatta bazı şeyler, uğruna ölmeye değerdi.
5/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder